| Rahman, Rahim ALLAH adına! |
76. İNSAN / 1Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | Dehrden (beri)… İnsan üzre, mezkur bir şeyin olmadığı bir hiyn geldi mi!? | هَلْ اَتٰى عَلَى الْاِنْسَانِ ح۪ينٌ مِنَ الدَّهْرِ لَمْ يَكُنْ شَيْـٔاً مَذْكُوراً | .1 | 1 |
hel Kök: soruKelime: helKelime Anlam:
etâ Kök: eTYKelime: itaFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Vermek. Bahşetmek. İhsan etmek.
alel Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
insâni Kök: eNSKelime: insanİsim, Eril Kelime Anlam: Yetkili ve sahib temsilcinin, beşer yaşantıdaki adı.
hînun Kök: HYNKelime: hiynİsim, Eril Kelime Anlam: Vakit. Bir süre. Sırasında. Aynı sırada. Esnasında, sürerken. O zamanda.
mined Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
dehri Kök: DH!RKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
lem Kök: harfKelime: lemKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Hükme olumsuz anlam verir.
yekun Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
şey'en Kök: ŞYeKelime: şeyİsim, Eril Kelime Anlam: Nesne, şey. İstemek, dilemek.
mezkûren. Kök: Z!KRKelime: mezkurİsim, Edilgen, Eril, Sıfat Kelime Anlam: Zikri geçen. Zikredilmiş. Evvelce bahsi geçmiş olan. | | | | |
Diğer Meal: İnsan (henüz) anılır bir şey değilken (yaratılmamışken) üzerinden uzunca bir zaman geçti.
|
76. İNSAN / 2Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | Muhakkak ki BİZ, İnsanı…
✦ belv ettiğimiz meşc haldeki nutfelerden halk ettik...
✦ ve ardından onu semi, basir kıldık. | اِنَّا خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ مِنْ نُطْفَةٍ اَمْشَاجٍۗ نَبْتَل۪يهِ فَجَعَلْنَاهُ سَم۪يعاً بَص۪يراً | .2 | 2 |
innâ Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
halaknel Kök: H:LK:Kelime: halkFiil, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kök Anlam: ✦ Yaratmak.
✦ Örneği ve benzeri olmayan bir şeyi yaratmak, ilk kez var etmek, icad.
✦ Bir şeyi yumuşatıp düzleştirmek.
✦ Halk, toplum. Kelime Anlam: ✦ Yaratmak.
✦ Örneği ve benzeri olmayan bir şeyi yaratmak, ilk kez var etmek, icad.
✦ Bir şeyi yumuşatıp düzleştirmek.
✦ Halk, toplum.
insâne Kök: eNSKelime: insanİsim, Eril Kelime Anlam: Yetkili ve sahib temsilcinin, beşer yaşantıdaki adı.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
nutfetin Kök: NT:FKelime: nutfeİsim, Dişil Kelime Anlam: Duru ve saf su. / Meni. Rahimde iki yarım ve ayrı cinsten hücrelerin birleşmişi. / Taşmış, dökülmüş su. / Deniz.
emşâcin Kök: MŞCKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
nebtelîhi Kök: BLVKelime: belv ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Dert, çile. Musibet. Zahmet. İmtihan, tecrübe.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
cealnâhu Kök: CA:LKelime: calFiil, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Yaratmak, halk. Almak. İş işlemek. Yapmak.
1.Tafak ve ahz (inşâ ve ikbal) manasına; bir işi işlemeğe müteveccih olup başlamak ve işler olmak.
2. Halketmek, yaratmak.
3. Kavl ve irsal.
4. Tehiyye ve tesviye (tanzim ve düzeltme).
5. Takdir.
6. Tebdil.
7. Bir şeyi bir şeye dahil etmek.
8. Bir şeyi kalbe ilka ve İlham eylemek.
9. İtikat.
10. Tesmiye.
11. Bir şeyi diğer bir şeyden icad ve tekvin.
12. Bir şeyi bir sıfat ve haletten diğer bir sıfat ve halete döndürmek, kılmak, tasyir.
13. Bir nesne üzerine hükmeylemek gerek hak ve gerek batıl olsun - vaz'eylemek bir hususu bir kimse ile bir vecih üzere şartlaşmak ve azv ve nisbet eylemek ve hükm-ü şer'i.
semîan Kök: SMA:Kelime: semiİsim, Eril, Tekil Kelime Anlam: İşitme. İşiten, duyan.
Es Semi : İşitme fiili. HERŞEYİ İŞİTEN
basîran. Kök: BS:RKelime: basirİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Gören, görme duyusu çalışan. Basiret sahibi. Anlayışlı olan. Hakikatları anlayan. En iyi ve en çok anlayışlı. Kalb gözü ile gören. İt, köpek, kelp.
El Basir : Her mahluk görür. Görme fiili. | | | | |
Diğer Meal: Şüphesiz biz insanı, karışım hâlindeki az bir sudan (meniden) yarattık ve onu imtihan edeceğiz. Bu sebeple onu işitir ve görür kıldık.
|
76. İNSAN / 3Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | Muhakkak ki BİZ, onu sebile hidayet ederiz.
O,
✦ ister şükür eden olur…
✦ ister küfür eden olur… | اِنَّا هَدَيْنَاهُ السَّب۪يلَ اِمَّا شَاكِراً وَاِمَّا كَفُوراً | .3 | 3 |
innâ Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
hedeynâhus Kök: H!DYKelime: hidayetFiil, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Yakışan şeyi hediye etmek. Doğruluk. Hakkı hak, bâtılı da bâtıl olarak görüp doğru yola girmek.
sebîle Kök: SBLKelime: sebilİsim, Eril Kelime Anlam: Büyük ve açık yol, cadde. Dağıtılan su, su dağıtma.
immâ Kök: harfKelime: immeKelime Anlam:
şâkiran Kök: ŞKRKelime: şakirİsim, Etken, Eril Kelime Anlam: Allaha şükreden. Halinden memnuniyetini bildiren.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
immâ Kök: harfKelime: immeKelime Anlam:
kefûren. Kök: KFRKelime: kefrİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Örtme, sarma. Köy, karye. | | | | |
Diğer Meal: Şüphesiz biz onu (ömür boyu yürüyeceği) yola koyduk. O bu yolu ya şükrederek ya da nankörlük ederek kat eder.
|
76. İNSAN / 4Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | Muhakkak ki BİZ, kafirler için...
✦ silsileler...
✦ ve guller...
✦ ve seir...
atid ettik. | اِنَّٓا اَعْتَدْنَا لِلْـكَافِر۪ينَ سَلَاسِلَا۬ وَاَغْلَالاً وَسَع۪يراً | .4 | 4 |
innâ Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
a'tednâ Kök: A:TDKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
lil Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
kâfirîne Kök: KFRKelime: kafirunİsim, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Gerçeklerin üzerini örterek kendisinin ve/veya başkasının, görmesini, incelemesini, tefekkür etmesini, iman etmesini engelleyen. Hakkı görmeyen ve örten. İyilik bilmeyen. Allah'ı inkar eden. Dinsiz. İmanın esaslarına veya bunlardan birine inanmayan. Mülhid. Hayvan tersi.
selâsile Kök: SLSLKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
ağlâlen Kök: G:LLKelime: aglalİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Kelepçe. Suçlunun boynuna veya ayaklarına takılan zincir, pranga.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
seîran. Kök: SA:RKelime: seirİsim, Eril Kök Anlam: ✦ Ateşi alevlendirmek, kızıştırmak.
✦ Ateşin alevlenmesi. Kelime Anlam: | | | | |
Diğer Meal: Şüphesiz biz, kâfirler için zincirler, demir halkalar ve alevli bir ateş hazırladık.
|
76. İNSAN / 5Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | Muhakkak berr olanlar... mizacı kafur olan kaselerden şürb ederler. | اِنَّ الْاَبْرَارَ يَشْرَبُونَ مِنْ كَأْسٍ كَانَ مِزَاجُهَا كَافُوراًۚ | .5 | 5 |
innel Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
ebrâra Kök: BRRKelime: ebrarİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: İyilik ve ihsan edici, muhsin. Sözünde duran. Takvâ ehli olan, her çeşit günahlardan sakınan. Çok hayır sahibi. Özü sözü doğru olan, hamiyetli. Dindar ve temiz kimse. Susuz, kuru yerler. Toprak. Yeryüzü, yer.
El Berr : Mütemadiyyen beraberlik fiili.
yeşrebûne Kök: ŞRBKelime: şerbFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
ke'sin Kök: KeSKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
kâne Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
mizâcuhâ Kök: MZCKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
kâfûren. Kök: KFRKelime: kefrİsim, Eril Kelime Anlam: Örtme, sarma. Köy, karye. | | | | |
Diğer Meal: İyiler ise, katkısı kâfur olan içecekler dolu bir kadehten içerler.
|
76. İNSAN / 6Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | Bir ayn vardır ki... ALLAH'a abd olanlar bununla şürb olur… bunu fecr ettirerek fecr ederler. | عَيْناً يَشْرَبُ بِهَا عِبَادُ اللّٰهِ يُفَجِّرُونَهَا تَفْج۪يراً | .6 | 6 |
aynen Kök: A:YNKelime: aynİsim, Dişil Kelime Anlam: Göz. Pınar, kaynak. Çeşme. Tıpkısı, ta kendisi. Zat. Eşyanın hakikatı. Diz. Altın. Nazar değme. Casus. Muayene etmek. Bir yerin ileri gelenleri. Kavmin şereflisi. Meclis azaları. Kaymakam. Muayyen ve müşahhas olan şeyler. Her şeyin en iyisi.
yeşrebu Kök: ŞRBKelime: şerbFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman
bihâ Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
ibâdu Kök: A:BDKelime: ibadİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Emir alan ve aldığı emri yerine getiren. Buna mecbur olan. / Hareketlerini belirleyecek emirleri almak üzere mabuda bağlantılı olmak. / Köle. Kelime Anlam:
llahi Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
yufeccirûnehâ Kök: FCRKelime: fecrFiil, TEF'İL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Çatlama, yarılma. (Su) Akma. (Tanyeri) Ağarma. Bir şeyi genişçe ikiye ayırmak. Günah işlemek. Fücur ve fısk işlemek. Yalan söylemek. İsyan ve muhalefet eylemek. Haktan sapmak. Meyletmek. Söğmek. Bühtan eylemek.
tefcîren. Kök: FCRKelime: tefeccurİsim, TEF'İL Kalıbı, Eril, İsim Fiil Kelime Anlam: Yerden su kaynayıp akma. Tan yeri ağarma. Çatlama, yarılma. | | | | |
Diğer Meal: Bir pınar ki Allah’ın kulları ondan içer, onu (istedikleri şekilde) fışkırtıp akıtırlar.
|
76. İNSAN / 7Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | ✦ Nezre vefa ederler...
✦ ve şerri müstetir olan yevmden havf ederler. | يُوفُونَ بِالنَّذْرِ وَيَخَافُونَ يَوْماً كَانَ شَرُّهُ مُسْتَط۪يراً | .7 | 7 |
yûfûne Kök: VFYKelime: vefyFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman
bin Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
nezri Kök: NZ!RKelime: nezrİsim, Eril Kelime Anlam: Korkutmak. Korkutarak ikaz etmek. Bir iş için korkulacak bir şey söyleyip gözdağı vermek. İlerdeki hesap için korkutmak. ("Beşir" in zıddıdır). / Adak adamak.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
yehâfûne Kök: H:VFKelime: havfFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam:
yevmen Kök: YVMKelime: yevmİsim, Eril Kelime Anlam: Gün. Yirmidört saatlik zaman. Sene. Asır. Devir. Devre. Süreç.
kâne Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
şerruhu Kök: ŞRRKelime: şerrİsim, Eril, Tekil Kelime Anlam: Allah'ın emirlerine uymama, muhalif hareket etme. Fena adam, fenalık yapan adam, kötü adam. Daha kötü, en kötü. Kötü iş, kötülük. Fenalık. Kavga.
mustetîren. Kök: T:YRKelime: mustetirİsim, İSTİF'AL Kalıbı, Etken, Eril Kelime Anlam: | | | | |
Diğer Meal: O kullar adaklarını yerine getirirler. Kötülüğü her yanı kuşatmış bir günden korkarlar.
|
76. İNSAN / 8Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | ✦ Muhabbet duydukları taamı... miskinlere, yetimlere ve esirlere taam ettirirler. | وَيُطْعِمُونَ الطَّعَامَ عَلٰى حُبِّه۪ مِسْك۪يناً وَيَت۪يماً وَاَس۪يراً | .8 | 8 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
yut'imûnet Kök: T:A:MKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
taâme Kök: T:A:MKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
alâ Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
hubbihî Kök: HBBKelime: hubbİsim, Eril Kelime Anlam: Tohum. Tane. Hap. Sevgi, muhabbet, bağlılık, dostluk. Bir şeyi birisine sevdirmek. Hulus, lüzum ve sübut. Muhafaza ve imsak.
miskînen Kök: SKNKelime: miskin ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Ziyadesiyle fakir olan. Uyuşuk. Zavallı, fakir kimse.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
yetîmen Kök: YTMKelime: yetimİsim, Eril, Tekil Kelime Anlam: Babası ölmüş olan çocuk. / Nesebini inkar etmiş kişi. / Gayrı meşru. / Tek, eşsiz, yalnız.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
esîren. Kök: eSRKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Onlar, seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler.
|
76. İNSAN / 9-10Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | "Muhakkak size… ancak, ALLAH'ın vechi için taam ettiriyoruz. Sizden bir ceza ve de şükür irade etmiyoruz. Muhakkak biz, abese kamtarir yevmde, Rabbimizden havf ederiz." | اِنَّمَا نُطْعِمُكُمْ لِوَجْهِ اللّٰهِ لَا نُر۪يدُ مِنْكُمْ جَزَٓاءً وَلَا شُكُوراً | .9 | 9 |
inne Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
nut'imukum Kök: T:A:MKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
li Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
vechi Kök: VCH!Kelime: vechİsim, Eril Kelime Anlam: Yüz, çehre. Tarz, üslub. Bir şeyin ön tarafı. Her şeyin karşısına gelen ve karşısında olan. Satıh. Ön. Alın. Cephe. Tarih. Suret. Sebeb. Bir şeyin nefsi ve zatı. Bir şeyin kendisi. Semt. Cihet. Münasebet. İmkan. Kur'an-ı Kerim okunuşundaki farklar. Bir memleketin ileri gelenleri.
llahi Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
nurîdu Kök: RVDKelime: iradeFiil, İF'AL Kalıbı, 1.nci, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: İstek, arzu, talep. Dilemek. Emir. Ferman. Bir şeyi yapmak veya yapmamak için olan iktidar, güç.
minkum Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
cezâen Kök: CZYKelime: cezaİsim, Eril Kelime Anlam:
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
şukûren. Kök: ŞKRKelime: şukurİsim, Eril Kelime Anlam: Nimetler karşısında duyulan memnunluk. | | | | | | اِنَّا نَخَافُ مِنْ رَبِّنَا يَوْماً عَبُوساً قَمْطَر۪يراً | .10 | 10 |
innâ Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
nehâfu Kök: H:VFKelime: havfFiil, 1.nci, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam:
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
rabbinâ Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
yevmen Kök: YVMKelime: yevmİsim, Eril Kelime Anlam: Gün. Yirmidört saatlik zaman. Sene. Asır. Devir. Devre. Süreç.
abûsen Kök: A:BSKelime: ... veri girişi devam ediyor ... Kök Anlam: ✦ Surat asmak. Yüz buruşturmak.
✦ Buruşuk yüzlü.
kamtarîren. Kök: K:MT:RKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: (Yedirdikleri kimselere şöyle derler:) “Biz size sırf Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık ve bir teşekkür beklemiyoruz.” “Çünkü biz, asık suratlı, çetin bir günden (o günün azabından dolayı) Rabbimizden korkarız.”
|
76. İNSAN / 11Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | Ardından, ALLAH... onları bu yevmin şerrinden vaky eder... ve ardından nazire ve sürura mülaki edilirler. | فَوَقٰيهُمُ اللّٰهُ شَرَّ ذٰلِكَ الْيَوْمِ وَلَقّٰيهُمْ نَضْرَةً وَسُرُوراًۚ | .11 | 11 |
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
vekâhumu Kök: VK:YKelime: vakyFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Korumak. Sakınmak. Sakındırmak. / Saygı ve sevgiden kaynaklanan korku ile beraber kıyamama ve/veya sakınma durumu.
llahu Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
şerra Kök: ŞRRKelime: şerrİsim, Eril, Tekil Kelime Anlam: Allah'ın emirlerine uymama, muhalif hareket etme. Fena adam, fenalık yapan adam, kötü adam. Daha kötü, en kötü. Kötü iş, kötülük. Fenalık. Kavga.
zâlikel Kök: harfKelime: zelikeKelime Anlam:
yevmi Kök: YVMKelime: yevmİsim, Eril Kelime Anlam: Gün. Yirmidört saatlik zaman. Sene. Asır. Devir. Devre. Süreç.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
lakkâhum Kök: LK:YKelime: lekayeFiil, TEF'İL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman
nadreten Kök: ND:RKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
surûran. Kök: SRRKelime: sururİsim, Eril Kelime Anlam: Kelime Anlam: | | | | |
Diğer Meal: Allah da onları o günün kötülüğünden korur ve yüzlerine bir aydınlık ve içlerine bir sevinç verir.
|
76. İNSAN / 12Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | Sabır ettikleri şeye karşılık cezaları… cennet ve harirdir. | وَجَزٰيهُمْ بِمَا صَبَرُوا جَنَّةً وَحَر۪يراًۙ | .12 | 12 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
cezâhum Kök: CZYKelime: cezeyeFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
saberû Kök: S:BRKelime: sabrFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Acıya ve zorluğa katlanmak. Bir musibet ve belâya uğrayanın telâş ve feryad etmeyip sonunu bekleyip tahammül ile katlanması. Muharebede şecaat gösterme. Bir kimseyi bir şeyden alıkoymak. Öğrendiği bir şeyi başkasının da öğrenmesi için tâkat getirmek.
cenneten Kök: CNNKelime: cennetİsim, Dişil Kelime Anlam: Etrafı çevrilerek ve kapatılarak korumaya alınmış bahçe.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
harîren. Kök: HRRKelime: harirİsim, Eril Kök Anlam: ✦ Özgür olmak, özgürleşmek.
✦ Sıcak, şiddetli sıcaklık. Isınmak. Yanmak. Hararetlenmek.
✦ Suyun ısınması, buharşalması ve kuruması. Kurumak. Kelime Anlam: ✦ İpek. İpekten yapılmış.
✦ Hararetli, sıcak. | | | | |
Diğer Meal: Sabretmelerine karşılık da onları cennet ve ipek(ten giysiler) ile mükâfatlandırır.
|
76. İNSAN / 13-14Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | Orada, erikelere müttekidirler.
Orada, güneş ve de zemheri görmezler.
Zılları kendilerine daniyedir… ve kendi katfları tezlil edilerek züll edilmiştir. | مُتَّكِـ۪ٔينَ ف۪يهَا عَلَى الْاَرَٓائِكِۚ لَا يَرَوْنَ ف۪يهَا شَمْساً وَلَا زَمْهَر۪يراًۚ | .13 | 13 |
muttekiîne Kök: VKeKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
fîhâ Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
alel Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
erâiki Kök: eRKKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
yeravne Kök: ReYKelime: raeFiil, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Görmek, anlamak. Gösteriş.
fîhâ Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
şemsen Kök: ŞMSKelime: şemsİsim, Dişil Kelime Anlam:
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
zemherîren. Kök: ZMH!RKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | وَدَانِيَةً عَلَيْهِمْ ظِلَالُهَا وَذُلِّلَتْ قُطُوفُهَا تَذْل۪يلاً | .14 | 14 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
dâniyeten Kök: DNVKelime: daniyeİsim, Etken, Dişil, Sıfat Kelime Anlam:
aleyhim Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
zılâluhâ Kök: Z:LLKelime: zıllİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Gölge. Perde. Mc: Sahip çıkma, koruma, himaye etme.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
zullilet Kök: Z!LLKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
kutûfuhâ Kök: K:T:FKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
tezlîlen. Kök: Z!LLKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Orada koltuklar üzerine kurulmuş olarak bulunurlar. Orada ne güneş (yakıcı sıcak) görürler, ne de dondurucu soğuk. Üzerlerine cennetin gölgeleri sarkmış, cennetin meyveleri (kolayca alınacak şekilde) yakınlaştırılarak hazırlanmıştır.
|
76. İNSAN / 15Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | Gümüşten aniyeler ve karure(den yapılma) küvbler ile onlara tavaf edilir. | وَيُطَافُ عَلَيْهِمْ بِاٰنِيَةٍ مِنْ فِضَّةٍ وَاَكْوَابٍ كَانَتْ قَوَار۪يرَاۙ | .15 | 15 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
yutâfu Kök: T:VFKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
aleyhim Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
bi Kök: harfKelime: biKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). ile, -e, -a / Bağlamak, ulaştırmak içindir.
âniyetin Kök: eNYKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
fıddatin Kök: FD:D:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
ekvâbin Kök: KVBKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
kânet Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
kavârîren. Kök: K:RRKelime: kavarirİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Göz bebeği. Gözün siyah kısmı. Şişe. | | | | |
Diğer Meal: Etraflarında gümüş kaplar, şeffaf kadehler dolaştırılır.
|
76. İNSAN / 16Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | Karurler… gümüştendir, takdir üzere kaderlenmiştir. | قَوَار۪يرَ مِنْ فِضَّةٍ قَدَّرُوهَا تَقْد۪يراً | .16 | 16 |
kâvarîra Kök: K:RRKelime: kavarirİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Göz bebeği. Gözün siyah kısmı. Şişe.
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
fıddatin Kök: FD:D:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
kadderûhâ Kök: K:DRKelime: kadrFiil, TEF'İL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: İtibar. Değer, kıymet. Haysiyet. Derece miktarı. Miktar. Meblağ. Takat. Takdir, rızkı taksim eylemek. Gına.
takdîren. Kök: K:DRKelime: takdirİsim, TEF'İL Kalıbı, Eril, İsim Fiil Kelime Anlam: Kıymet tesbiti. Değerini, kıymetini, lüzumunu anlamak. Kader. Düşünmek. Öyle saymak. | | | | |
Diğer Meal: Gümüşten billur kaplar ki, onları (ihtiyaca göre) ölçüp düzenlemişlerdir.
|
76. İNSAN / 17Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | Orada, mizacı zencebil olan kaseden iska edilir. | وَيُسْقَوْنَ ف۪يهَا كَأْساً كَانَ مِزَاجُهَا زَنْجَب۪يلاًۚ | .17 | 17 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
yuskavne Kök: SK:YKelime: saky ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Sulamak, su içirmek. Bedende su toplamak.
fîhâ Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
ke'sen Kök: KeSKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
kâne Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
mizâcuhâ Kök: MZCKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
zencebîlen. Kök: ZNCBKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Orada kendilerine, katkısı zencefil olan içecekle dolu bir kâseden içirilir.
|
76. İNSAN / 18Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | Orada, bir ayn vardır ki… "selsebil" diye isimlenir. | عَيْناً ف۪يهَا تُسَمّٰى سَلْسَب۪يلاً | .18 | 18 |
aynen Kök: A:YNKelime: aynİsim, Dişil Kelime Anlam: Göz. Pınar, kaynak. Çeşme. Tıpkısı, ta kendisi. Zat. Eşyanın hakikatı. Diz. Altın. Nazar değme. Casus. Muayene etmek. Bir yerin ileri gelenleri. Kavmin şereflisi. Meclis azaları. Kaymakam. Muayyen ve müşahhas olan şeyler. Her şeyin en iyisi.
fîhâ Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
tusemmâ Kök: SMVKelime: ismaFiil, TEF'İL Kalıbı, Edilgen, 3.ncü, Dişil, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam:
selsebîlen. Kök: SBLKelime: selsebilİsim Kelime Anlam: Cennet'te bir çeşme veya ırmak. Mc: Tatlı, lâtif, leziz su. | | | | |
Diğer Meal: Orada bir pınar ki ona “selsebil” adı verilir.
|
76. İNSAN / 19Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | Onları muhalled velidler tavaf eder… onları görsen, mensur inci hesab edersin. | وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُخَلَّدُونَۚ اِذَا رَاَيْتَهُمْ حَسِبْتَهُمْ لُؤْلُؤ۬اً مَنْثُوراً | .19 | 19 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
yetûfu Kök: T:VFKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
aleyhim Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
vildânun Kök: VLDKelime: vildanİsim, Eril, Çoğul Kök Anlam: ✦ Doğmak. Doğurmak. (yuvled: doğurmak, yuled: doğurulmak)
✦ Neden olmak. Yol açmak. Kelime Anlam:
muhalledûne Kök: H:LDKelime: muhalledİsim, TEF'İL Kalıbı, Edilgen, Eril, Çoğul, Sıfat Kelime Anlam: Ebedî. Dâimî. Bâki. Sürekli olarak kalan. Şaheser.
izâ Kök: harfKelime: izaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Birden bire. / Bir de bakılır ki. Kelime Anlam: Şart edatı. Eğer … se/sa.
Belirli bir vakti ifade eden şart edatıdır. Gerçekleşmesi kesin olan hususlarda kullanılır. Cümleye kesinlik anlamı katar.
Mazi fiille birlikte kullanılırsa geniş zaman anlamı katar.
Cümlenin başında yer alır.
Olumsuz şart cümlesi olarak kullanılmak istendiğinde لَمْ ile beraber kullanılır.
raeytehum Kök: ReYKelime: raeFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Görmek, anlamak. Gösteriş.
hasibtehum Kök: HSBKelime: hasebeFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman
lu'luen Kök: LeLeKelime: luluİsim, Eril Kelime Anlam: İnci. Parlak. Ziyalı. Kıymetli. / Birlik içinde olan topluluk. / Çok miktarda olan.
mensûren. Kök: NS!RKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Çevrelerinde, gördüğünde saçılmış inciler sanacağın, hep aynı gençlik ve güzellikte kalacak hizmetçiler dolaşır.
|
76. İNSAN / 20Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | Gördüğünde, nimetler ve kebir mülkler görürsün. | وَاِذَا رَاَيْتَ ثَمَّ رَاَيْتَ نَع۪يماً وَمُلْـكاً كَب۪يراً | .20 | 20 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
izâ Kök: harfKelime: izaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Birden bire. / Bir de bakılır ki. Kelime Anlam: Şart edatı. Eğer … se/sa.
Belirli bir vakti ifade eden şart edatıdır. Gerçekleşmesi kesin olan hususlarda kullanılır. Cümleye kesinlik anlamı katar.
Mazi fiille birlikte kullanılırsa geniş zaman anlamı katar.
Cümlenin başında yer alır.
Olumsuz şart cümlesi olarak kullanılmak istendiğinde لَمْ ile beraber kullanılır.
raeyte Kök: ReYKelime: raeFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Görmek, anlamak. Gösteriş.
semme Kök: harfKelime: semmeKelime Anlam:
raeyte Kök: ReYKelime: raeFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Görmek, anlamak. Gösteriş.
naîmen Kök: NA:MKelime: naimİsim, Eril Kelime Anlam: Bol miktardaki nimet. Bolluk ve bahtiyarlık içinde yaşayış. Nizam-ü hal ve mal. Cennet'in sekiz kısmından dördüncü tabakası. // Taze, körpe. Kılçıksız, yumuşak, kemiksiz. Etli sebze.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
mulken Kök: MLKKelime: mulkİsim, Eril Kelime Anlam: Mal. Yer. Bina. Hüküm ile bir şeyin zabt ve tasarrufu. İzzet, azamet, şevket. Bir şeyin dış yüzü. İnsanın sahip ve malik olduğu şey. Akıl sahiplerini tasarruf etmek.
kebîran. Kök: KBRKelime: kebirİsim, Dişil, Tekil Kelime Anlam: Büyük. Bütün olarak büyük. Cüzlerinin hepisini kapsayarak tek ve büyük.
El Kebir : Büyüklük fiili. ALLAH'ın tecellisinin insandaki büyüklüğü bambaşka büsbüyüklüktür. Bu büyüklüğü kendi küçük benliğine mal edene kibirli adam derler. ALLAH'ın varlığından tecelli eden tegabür varlığı haktır. Bunu nefsi envaresine mal etmek haramdır. | | | | |
Diğer Meal: Orada, görünce (sonsuz) nimetler ve büyük bir mülk (hükümranlık) görürsün.
|
76. İNSAN / 21Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | Onların aliyyleri, hudr sündüs ve istebrak sevb ederler. Gümüş sivarlar hilyelenmişlerdir. Rabbleri onlara tahur şarab iska eder. | عَالِيَهُمْ ثِيَابُ سُنْدُسٍ خُضْرٌ وَاِسْتَبْرَقٌۘ وَحُلُّٓوا اَسَاوِرَ مِنْ فِضَّةٍۚ وَسَقٰيهُمْ رَبُّهُمْ شَرَاباً طَهُوراً | .21 | 21 |
âliyehum Kök: A:LVKelime: aliyy ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Üstün. Yüce. Çok büyük. Meşhur. Necib. Şerif, celil, aziz olan. Büyük, yüksek, meşhur, namdar, ünlü. Cennetin en yüksek tabakası.
El Aliy : Büyüklük toplamı. Toplu olduğu halde yok görünen durum. YÜCE, YÜCELTİCİ.
siyâbu Kök: S!VBKelime: siyabİsim, Eril, Çoğul Kök Anlam: Geri dönmek. Onarmak, İyileştirmek. Toplamak, doldurmak.
sundusin Kök: SNDSKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
hudrun Kök: H:D:RKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
istebrakun Kök: BRK:Kelime: istebrakİsim Kelime Anlam: İpekten mamul ve sırma ile işlenmiş bir çeşit kumaş. Kalın ipek kumaş.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
hullû Kök: HLYKelime: hılyFiil, TEF'İL Kalıbı, Edilgen, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geçmiş Zaman
esâvira Kök: SVRKelime: esavirİsim, Eril, Çoğul Kelime Anlam:
min Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
fıddatin Kök: FD:D:Kelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
sekâhum Kök: SK:YKelime: saky ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Sulamak, su içirmek. Bedende su toplamak.
rabbuhum Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
şerâben Kök: ŞRBKelime: şerabİsim, Eril
tahuran. Kök: T:H!RKelime: tahurİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Tâhir. Hem temiz hem temizleyici. Çok temiz. | | | | |
Diğer Meal: Üstlerinde ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler vardır. Gümüş bileziklerle süsleneceklerdir. Rableri onlara tertemiz bir içecek içirecektir.
|
76. İNSAN / 22Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | Muhakkak bu size ceza oldu. Saylarınız şüküre değer oldu. | اِنَّ هٰذَا كَانَ لَـكُمْ جَزَٓاءً وَكَانَ سَعْيُكُمْ مَشْكُوراً۟ | .22 | 22 |
inne Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
hâzâ Kök: harfKelime: hezeKelime Anlam:
kâne Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
lekum Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
cezâen Kök: CZYKelime: cezaİsim, Eril Kelime Anlam:
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
kâne Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
sa'yukum Kök: SA:YKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
meşkûran. Kök: ŞKRKelime: meşkurİsim, Edilgen, Eril Kelime Anlam: Şükre lâyık olan. Teşekküre ve kendine şükredilmeğe lâyık olan. Kendine şükür arzolunan. Az şükredene çok ihsan eden. | | | | |
Diğer Meal: Onlara şöyle denecektir: “Şüphesiz bu sizin için bir mükâfattır. Çalışma ve çabanız makbul görülmüştür.”
|
76. İNSAN / 23Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | Muhakkak ki BİZ... sana Kur'an'ı tenzilen inzal eden BİZ'iz! | اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا عَلَيْكَ الْقُرْاٰنَ تَنْز۪يلاًۚ | .23 | 23 |
innâ Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
nahnu Kök: zamirKelime: nahnuZamir Kelime Anlam:
nezzelnâ Kök: NZLKelime: inzalFiil, TEF'İL Kalıbı, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: İndirme. İndirilme. Nüzul ettirme. / Birden bire inme. / Tenasül aletinden meninin çıkması.
aleykel Kök: harfKelime: alaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, üzre, üzerine, üzerinde.
kur'âne Kök: K:ReKelime: kuranÖzel İsim, Eril Kelime Anlam: Kuran. Yönlendiren, yöneten. / Allah'tan mahluka her an gelmeye devam eden emirler.
tenzîlen. Kök: NZLKelime: inzalİsim, TEF'İL Kalıbı, Eril, İsim Fiil Kelime Anlam: İndirme. İndirilme. Nüzul ettirme. / Birden bire inme. / Tenasül aletinden meninin çıkması. | | | | |
Diğer Meal: Şüphe yok ki, Kur’an’ı sana elbette biz indirdik biz.
|
76. İNSAN / 24Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | Artık Rabbinin hükmü için sabır et!... ve onlardan asim olanlara veya kafirlere itaat etme! | فَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ وَلَا تُطِعْ مِنْهُمْ اٰثِماً اَوْ كَفُوراًۚ | .24 | 24 |
fa Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
sbir Kök: S:BRKelime: sabrFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Emir Kelime Anlam: Acıya ve zorluğa katlanmak. Bir musibet ve belâya uğrayanın telâş ve feryad etmeyip sonunu bekleyip tahammül ile katlanması. Muharebede şecaat gösterme. Bir kimseyi bir şeyden alıkoymak. Öğrendiği bir şeyi başkasının da öğrenmesi için tâkat getirmek.
li Kök: harfKelime: liKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, için, dolayı, yüzünden, tarafından anlamlarını karşılar.
hukmi Kök: HKMKelime: hukumİsim, Eril Kelime Anlam: Karar. Emir. Kuvvet. Hakimlik. Amirlik. İrade. Kumanda. Nüfuz. Kadılık etmek. Tesir. Cari olmak. Makam. Bir davanın veya bir meselenin tedkik edilmesinden sonra varılan karar. Man: Fikirler ve tasavvurlar arasındaki rabıtayı tasdik veya inkar etmek.
rabbike Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
la Kök: harfKelime: laKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). (değil, olmadı) Olumsuzluk anlatır, matufun, matufun aleyhin işine katılmadığını ifade eder.
tutı' Kök: T:VA:Kelime: taveaFiil, İF'AL Kalıbı, 2.nci, Eril, Tekil, Geniş Zaman
minhum Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
âsimen Kök: eS!MKelime: esim ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Günahkar, günah işlemiş, cürümlü, suçlu, yalancı kişi.
ev Kök: harfKelime: evKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). yahut, veya, ya da / Tereddüt, şüphe veya iki şeyden birini seçme serbestisini ifade eder.
kefûren. Kök: KFRKelime: kefrİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Örtme, sarma. Köy, karye. | | | | |
Diğer Meal: O hâlde, Rabbinin hükmüne sabret. Onlardan hiçbir günahkâra ve hiçbir nanköre itaat etme.
|
76. İNSAN / 25-26Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | Bükrede ve asilede ve geceden (bir kısımda)
✦ Rabbinin ismini zikir et!…
✦ ve ardından O'na secde et!
✦ ve geceleyin tavil olarak O'nu sebbih et! | وَاذْكُرِ اسْمَ رَبِّكَ بُكْرَةً وَاَص۪يلاًۚ | .25 | 25 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
zkuri Kök: Z!KRKelime: zikrFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Emir Kelime Anlam: Anmak, hatırlamak. Yad etmek. Anılmak. Anımsamak, akılda tutmak, aklına getirmek. Hatırlatmak, dile getirmek, adını söylemek. Bir şeyi zihinde hazır etme. Akıldan çıkarmamak, unutmamak.
sme Kök: SMVKelime: isimİsim, Eril Kelime Anlam: Bir şeyin zihinde doğmasını sağlayan işaret ve alamet. Tek başına anlaşılır bir manaya delalet eden kelime.
rabbike Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
bukreten Kök: BKRKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
asîlen. Kök: eS:LKelime: esal ... veri girişi devam ediyor ... | | | | | | وَمِنَ الَّيْلِ فَاسْجُدْ لَهُ وَسَبِّحْهُ لَيْلاً طَو۪يلاً | .26 | 26 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
minel Kök: harfKelime: minKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -dan, -den eklerini ve dolayı, sebebiyle kelimelerini karşılar. Bağlama, başlangıç içindir.
1- Mekân ve bir şeye başlamayı ifâde eder. "Haftadan haftaya" da olduğu gibi.
2- Teb'iz için olur. "Kim bir kavme benzemeğe özenirse onlardan sayılır" cümlesinde olduğu gibi. Bazılarını, bir kısmını ifâde ediyor.
3- Cinsi beyan için olur.
"İşlediğiniz hayrı Allah bilir" cümlesinde "min" tebyine (açıklamaya) vesile oluyor.
4- Bedel-i ivâz (karşılık) için olur. "Ahirete bedel, dünya hayatına râzı mı oldunuz" cümlesinde olduğu gibi.
5- Tâlil (sebeb bildirmek) için olur. "Allah'tan korktuğu için ağlıyor." cümlesinde olduğu gibi. Önündeki kelime mef'ulün leh olur.
6- İstiğrak ifadesi için olur. Gâyet, hiç bir, hiç... gibi. "Bize hiç bir yorgunluk dokunmadı" cümlesinde olduğu gibi. Bâzı fiiller mef'ul-ü bihini, "min" ile alır. Bu takdirde... den, dan... manası ile tercüme edilmez.
7- Tahsis-i alel umum (katiyyet ifadesi) için olur. Bu da zâidedir. "Hiç kimse bana gelmedi" cümlesinde olduğu gibi.
Bunlardan başka "min" harf-i cerri; fasıl mânasına, birbirine zıd iki kelimeden ikincisine dahil olur. Bâ-i cerreye, an, fi, ind, alâ'ya müradif olur. Rubbemâ, mânasına ve sıla olur. Lâm-ı zâide ve müz ve ba-i kasem yerinde de kullanılır.
leyli Kök: LYLKelime: leylİsim, Eril, Zaman Zarfı Kelime Anlam:
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
scud Kök: SCDKelime: secdFiil, 2.nci, Eril, Tekil, Emir
lehu Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
sebbihhu Kök: SBHKelime: sebbihFiil, TEF'İL Kalıbı, 2.nci, Eril, Tekil, Emir Kelime Anlam: İdrak hali ile açıkça ve net olarak beyan etmek. / Noksansızlığına... Yerli yerindeliğine (evvelde ve ahirde ve zahirde ve batında)… Tam olması gerektiği gibi olduğuna… inanmak ve ikna olmak. Bunların idrakinde olmak ve beyan etmek. (Kavramsal olarak Allah'a özgüdür!)
leylen Kök: LYLKelime: leylİsim, Eril Kelime Anlam:
tavîlen. Kök: T:VLKelime: ... veri girişi devam ediyor ... | | | | |
Diğer Meal: Sabah akşam Rabbinin adını an. Gecenin bir kısmında O’na secde et; geceleyin de O’nu uzun uzadıya tespih et.
|
76. İNSAN / 27Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | Muhakkak, bunlar...
✦ acele etmeye muhabbet duyuyorlar...
✦ ve sakil yevmi veralarına vezr ediyorlar. | اِنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ يُحِبُّونَ الْعَاجِلَةَ وَيَذَرُونَ وَرَٓاءَهُمْ يَوْماً ثَق۪يلاً | .27 | 27 |
inne Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
yuhıbbûnel Kök: HBBKelime: habbFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Tane, çekirdek. Tohum. / Yuvarlak olarak hazırlanmış ilaç, hap. / Buğday tanesi veya buna benzer tohum. / Sivilce. / İhtiyaç. Parça. Dirhemin 1/48 kadarı.
âcilete Kök: A:CLKelime: aceleİsim, Etken, Dişil Kelime Anlam: Çabuk, çabukluk. Bir işi çabuk yapmaya ve çabuk bitirmeye çalışma, ivedilik.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
yezerûne Kök: VZ!RKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
verâehum Kök: VRYKelime: vera ... veri girişi devam ediyor ... Kelime Anlam: Arkadan gelen. / Öte. / Başka taraf. / Arka, geri. / Torun. / Çakmaktan ateş çıkması. // Ateş yakmak. / Müphem olarak, müphem bir şekilde, bir şeyin başka bir şeymiş gibi yapılması. / Gizlemek, örtmek, bir şeyin arkasına örtmek, gizlemek. / Yardımcı, takipçi. / Hz. Musaya inzal olan Kanun Kitabı. // Arzı örten mahlukat. Yaratılmış olanlar. Halk. Mahluk. // Takvânın ileri derecesi. Bilmediği ve şüphe ettiğini öğrenip iyiye ve doğruya göre hareket edip bütün günahlardan çekinme hâleti.
yevmen Kök: YVMKelime: yevmİsim, Eril Kelime Anlam: Gün. Yirmidört saatlik zaman. Sene. Asır. Devir. Devre. Süreç.
sekîlen. Kök: S!K:LKelime: sekilİsim, Eril, Tekil, Sıfat | | | | |
Diğer Meal: Şunlar (inanmayanlar) dünyayı tercih ediyorlar ve çetin bir günü arkalarına atıyorlar.
|
76. İNSAN / 28Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | BİZ halk ettik onları… BİZ!...
Esarlarını BİZ şedid ettik!
BİZ dilediğimizde... onları tebdil ederek, emsallerine bedellendiri veririz! | نَحْنُ خَلَقْنَاهُمْ وَشَدَدْنَٓا اَسْرَهُمْۚ وَاِذَا شِئْنَا بَدَّلْـنَٓا اَمْثَالَهُمْ تَبْد۪يلاً | .28 | 28 |
nahnu Kök: zamirKelime: nahnuZamir Kelime Anlam:
halaknâhum Kök: H:LK:Kelime: halkFiil, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kök Anlam: ✦ Yaratmak.
✦ Örneği ve benzeri olmayan bir şeyi yaratmak, ilk kez var etmek, icad.
✦ Bir şeyi yumuşatıp düzleştirmek.
✦ Halk, toplum. Kelime Anlam: ✦ Yaratmak.
✦ Örneği ve benzeri olmayan bir şeyi yaratmak, ilk kez var etmek, icad.
✦ Bir şeyi yumuşatıp düzleştirmek.
✦ Halk, toplum.
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
şedednâ Kök: ŞDDKelime: şeddFiil, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Sıkı bağlama, sıkı bağlanma, sıkma. Tasvir.
esrehum Kök: eSRKelime: ... veri girişi devam ediyor ...
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
izâ Kök: harfKelime: izaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Birden bire. / Bir de bakılır ki. Kelime Anlam: Şart edatı. Eğer … se/sa.
Belirli bir vakti ifade eden şart edatıdır. Gerçekleşmesi kesin olan hususlarda kullanılır. Cümleye kesinlik anlamı katar.
Mazi fiille birlikte kullanılırsa geniş zaman anlamı katar.
Cümlenin başında yer alır.
Olumsuz şart cümlesi olarak kullanılmak istendiğinde لَمْ ile beraber kullanılır.
şi'nâ Kök: ŞYeKelime: şaeFiil, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Diledi, istedi, murad eyledi.
beddelnâ Kök: BDLKelime: bedeleFiil, TEF'İL Kalıbı, 1.nci, Çoğul, Geçmiş Zaman
emsâlehum Kök: MS!LKelime: emsalİsim, Eril, Çoğul Kök Anlam: Gibi görünmek. Benzer olmak. Kelime Anlam: Bir umumi kaideye delalet eden meşhur söz. Ata sözü. İbretli ve küçük hikaye. Dokunaklı ve manalı söz. Benzer. Misil. Delil. Hüccet. Kelime Anlam: Bir şeyin benzer hali. Benzer. Örnek. Düş. Rüya. Ahlak ve adabla ilgili kıssa ve hikaye. Bir şeyin örneği ve sıfatı. Kısas. Heykel, put. Mat: Kat sayı.
tebdîlen. Kök: BDLKelime: tebdilİsim, TEF'İL Kalıbı, Eril, İsim Fiil Kelime Anlam: Değiştirmek. Tağyir etmek. Bir şeyi başka bir hâle veya şeye değiştirmek. | | | | |
Diğer Meal: Onları biz yarattık ve eklemlerini (birbirine) biz bağladık. Dilediğimizde (onları yok eder) yerlerine benzerlerini getiririz.
|
76. İNSAN / 29Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | Muhakkak... bu bir tezkirdir!
Artık dileyen Rabbine sebil ittihaz eder! | اِنَّ هٰذِه۪ تَذْكِرَةٌۚ فَمَنْ شَٓاءَ اتَّخَذَ اِلٰى رَبِّه۪ سَب۪يلاً | .29 | 29 |
inne Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
hâzihî Kök: harfKelime: hezeKelime Anlam:
tezkiretun Kök: Z!KRKelime: tezkireİsim, TEF'İL Kalıbı, Dişil, İsim Fiil Kelime Anlam: Pusula. Herhangi bir iş için izin verildiğini bildirmek üzere alınan resmi vesika. Bazı meslek sahipleri için yazılan, o şahsın şahsi ve mesleki durumu hakkında bilgi. Biyografi.
fe Kök: harfKelime: feKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). de, da / matuf ve matufun aleyh arasındaki ortak bir yönle birlikte, sıra da bildirir. Aynı zamanda fiillerin meydana gelişi arasında fazla surenin geçmediğini de gösterir.
men Kök: harfKelime: menKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, sadece akıllılar için. kim ... , kim ki ... , kime … .
şâe Kök: ŞYeKelime: şaeFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Diledi, istedi, murad eyledi.
ttehaze Kök: eH:Z!Kelime: ittihazFiil, İFTİ'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Ahz edinmek. Kendi kendine ahz etmek. Kabullenmek. / "Öyle" diye bakmak.
ilâ Kök: harfKelime: ilaKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -e, -a, -e doğru, -e kadar / Sona eriş, bitiş içindir.
rabbihî Kök: RBBKelime: rabbİsim, Eril Kelime Anlam: Yetiştiren, eğiten. Terbiye eden. Vicdan.
sebîlen. Kök: SBLKelime: sebilİsim, Eril Kelime Anlam: Büyük ve açık yol, cadde. Dağıtılan su, su dağıtma. | | | | |
Diğer Meal: İşte bu bir öğüttür. Dileyen, Rabbine ulaştıran bir yol tutar.
|
76. İNSAN / 30Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | Siz, ancak, ALLAH'ın dilediğini dilemektesiniz!
Muhakkak ki ALLAH alim ve hakim olandır. | وَمَا تَشَٓاؤُ۫نَ اِلَّٓا اَنْ يَشَٓاءَ اللّٰهُۜ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَل۪يماً حَك۪يماًۗ | .30 | 30 |
ve Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
mâ Kök: harfKelime: maKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, hayvan ve canlılar için. ne ... , her ne ..., neye … .
teşâûne Kök: ŞYeKelime: şaeFiil, 2.nci, Eril, Çoğul, Geniş Zaman Kelime Anlam: Diledi, istedi, murad eyledi.
illâ Kök: harfKelime: illaKelime Anlam:
en Kök: harfKelime: enKelime Anlam: Kendisinden sonra gelen fiili isimleştirmektedir.
yeşâa Kök: ŞYeKelime: şaeFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Diledi, istedi, murad eyledi.
llahu Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
inna Kök: harfKelime: inneKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). / Muhakkak / Tahkik edatı, katiyet ifade eder. İsim cümlesine “şüphesiz ki, muhakkak ki, gerçekten” gibi anlamlar katar.
llahe Kök: ALLAHKelime: allahÖzel İsim Kelime Anlam: "Allah" ismi celali;
bütün duygularımızın, düşüncelerimizin... bütün "varlık"ların ilk şartı olan derin ve bir tek gizli duygunun, görünen ve görünmeyen varlıkların birleştikleri noktanın; hiçbir engel olmaksızın, doğrudan doğruya gösterdiği... yüce Allah'ın zatına delalet eden, yalnızca O'na ait olan özel bir isimdir.
Bu yüce isim, lisan açısından da adının sahibi gibi, bir ezeliyet perdesi içindedir. Başlangıçtan itibaren özel bir isim olarak kullanılmıştır. Allah'ın zatı, bütün isimler ve vasıflardan önce bulunduğu gibi; "ALLAH" ismi de öyledir.
✦ Allah ismi; ilâhlık vasfından değil... ilâhlık ve mabudiyet vasfı, O’ndan alınmıştır.
✦ Allah, ibadet edilen zat olduğu için Allah değildir... O, Allah olduğu için O’na ibadet edilir.
✦ O’nun "Allah"lığı... tapılmaya ve kulluk edilmeye layık olması... kendiliğindendir.
✦ Mahlukat, Allah'ı mabud olarak ister tanısın ister tanımasın... O bizzat mabuddur. O'na her şey... hatta, O'nu inkar edenler bile, O’na abd olmak zorundadırlar. Allah lafzının, İnsan ağzından, alem-i ilahiye doğru şekilde sunulması, salınması… İslam’ı ve İslam mensublarını güçlü, takatli ve kudretli kılacaktır.
Bu lafz, olması gerekenden farklı şekilde sada edilirse, sadece insanlık değil, hayvanat ve nebadat dahil olmak üzere bütün kain olanlar, bu etkiden zarar görecektir.
kâne Kök: KVNKelime: kevnFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hudus. Varlık, var olmak. Vücud, alem, kainat. Mevcudiyet.
alîmen Kök: A:LMKelime: alimİsim, Eril, Tekil Kelime Anlam: ✦ İlim sahibi. Bilen, bilgili.
✦ Çok bilen.
El Alim: İlim, bilme fiili. İnsanda tabii ilim vardır. Bunu, etkiler yüzünden kaybeder. Sonra bu tabii ilmine ulaşmak için, dışarıdan aşılama ilimler alır. Öğrenme denir ismine. Bunların hepsi ALLAH'ın alim fiilidir.
hakîmen. Kök: HKMKelime: hakimİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Galib. Haklı ve haksızı ayırıp hak ve adalet üzere hükmeden. Başkasını müdahale ettirmeden idare eden. Memleketi idare eden. Mahkeme reisi. | | | | |
Diğer Meal: Allah’ın dilemesi olmadıkça siz dileyemezsiniz. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
|
76. İNSAN / 31Sure Ayet Sayısı: 31 Kitap Sırası: 76 Nüzul Sırası: 98 Nüzul Yeri: MEKKE/MEDİNE?? | Rahmetinde dilediği kimseyi dahil eder.
Zalimler...
Onlar için elim azab idad etmiştir! | يُدْخِلُ مَنْ يَشَٓاءُ ف۪ي رَحْمَتِه۪ۜ وَالظَّالِم۪ينَ اَعَدَّ لَهُمْ عَذَاباً اَل۪يماً | .31 | 31 |
yudhılu Kök: DH:LKelime: dehaleFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman
men Kök: harfKelime: menKelime Anlam: Müşterek ismi mevsul, sadece akıllılar için. kim ... , kim ki ... , kime … .
yeşâu Kök: ŞYeKelime: şaeFiil, 3.ncü, Eril, Tekil, Geniş Zaman Kelime Anlam: Diledi, istedi, murad eyledi.
fî Kök: harfKelime: fiKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). -da, -de eklerini ve "içinde", "hakkında" kelimelerini karşılar. "İçinde, içine, hakkında, hususunda, üzere, dâir, mütedair, beherine ve herbirine" mânalarına gelir.
Mekâna ve zamana âidiyyeti bildirir.
Ta'lil için, isti'lâ için ve yine harf-i cerr olan "bâ, ilâ, min, maa" harflerinin yerine kullanılır.
Geçen mef'ul ile gelecek fasıl arasında geçer.
Te'kid mânası da vardır.
rahmetihî Kök: RHMKelime: rahmetİsim, Dişil Kelime Anlam: Rahm kökünün mastarıdır. Merhamet, acımak, şefkat etmek. İhsan etmek. Esirgemek.
vez Kök: harfKelime: veKelime Anlam: Edat (Harf-i Cer). Matuf ve matufun aleyh arasında ortak bir yönü anlatır, sıra bildirmez.
zâlimîne Kök: Z:LMKelime: zalimİsim, Etken, Eril, Çoğul Kelime Anlam: Zulmeden, haksızlık eden.
eadde Kök: A:DDKelime: addFiil, İF'AL Kalıbı, 3.ncü, Eril, Tekil, Geçmiş Zaman Kelime Anlam: Hesablamak. Saymak. Sayılmak. İtibar etmek.
lehum Kök: harfKelime: leKelime Anlam: kesinlik, şüphesizlik, mutlak var oluş bildirir.
azâben Kök: A:Z!BKelime: azabİsim, Eril Kelime Anlam: Eziyet. Büyük sıkıntı. Şiddetli elem.
elîmen. Kök: eLMKelime: elimİsim, Eril, Tekil, Sıfat Kelime Anlam: Acı veren, acıtan, ağrıtan. Çok şiddetli ağrı veren. | | | | |
Diğer Meal: O, dilediği kimseyi rahmetine sokar. Zalimlere ise elem dolu bir azap hazırlamıştır.
|